Birkaç aydır işin dışında yoğun çalışıyordum; uyku, beslenme düzensizliği ve kapasitemi zorlama gayretim geçen haftasonu doğal olarak vicudumdan bazı sinyaller almama neden oldu..
Bu hafta izinliyim ve evde dinleniyorum, gelecek haftasonu doğumgünü partim için yeni evimde hazırlıkları bitirmeye ve her anın dolu dolu tadını çıkarmaya çalışıyorum. Detaylı kontroller sonunda fiziksel bir sorunum olmadığını söyledi doktorlar, ama beslenmeme dikkat etmem ve egzersiz yapmam gerekliliği bir kez daha önümde buyuk bir meydan okuma olarak duruyor bakalım :)
Dün uzun zamandır fırsat bulup izleyemediğim bir belgesel seyrettim. Metallica, Some Kind of a Monster. Sene 1986, orta okuldayım, Master of Puppets ilk dinlediğim trash albümdü. Bu müzik tarzı hayatımın sonraki on senesine hükmetti diyebilirim, otuzlu yaş segmentine girerken hala Kirk Hammett'in sololarini duyduğum anda tüylerim diken diken oluyor :)
Belgeselde dev bir grubun yaşadığı sıkıntılar iki yıla yakın yapılan çekimler ile belgeleniyor. Beni en çok etkileyen grubun talihsiz bir kazada 24 yaşında iken basçıları Cliff Burton'dan ayrılmak zorunda kalmaları, akabinde gruba katilan Jason Newsted'in onun gölgesinde geçirdiği yıllar sonrasında gruptan uzaklaştırılması ve Megadeth ile gönlümde taht kuran Dave Mustaine'in Metallica'dan uzaklaştılışına yıllar sonra bir terapi esnasında verdiği ve Lars Ulrich'i ağlatan yoğun tepkiler..
Hayatımızda birçok şeye bağlılık hissediyoruz, bazen bağlanmaya önceki kötü tecrübeler nedeniyle müthiş korkuyoruz. Ailenden, sevdiğin dostlarından ayrılmak en dayanılmazı. Ilk şirketimde hasta oluncaya dek çalışırken birgün çok basit bir nedenden şirketimi değiştirmek zorunda hissettirildiğimi dün gibi hatırlıyorum. Yıllar sonra geldiğim noktada Oracle'a bağlılığımın ailem, sevdiklerim ve daha önemlisi sağlığımdan beni ne kadar uzak bıraktığını düşünüyorum. Ama hastane koridorlarında bile ben hala dökümünü aldığım birkaç makale okuma derdindeydim :)
Bu ara ayrılık ve sonrasında hayatında taşımak zorunda kaldığın ağır maliyetler üzerine düşünüyorum..
Not : Belgesel sonrasında James Hetfield'e olan sevgimi-saygımı gözden geçirme isteği belirdi, bu ne hırs be kardeşim..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment