Bu hafta Türk Oracle kullanıcıları forumunda Oracle veritabanı üzerinde veri ambarı projeleri ilintili verimli bir tartışma oldu; http://tech.groups.yahoo.com/group/oracleturk/message/4561
Inmon-Kimball, Oracle veri ambarı dökümantasyonu, Operasyonel raporlama ortamı ile veri ambarı arasındaki fark, raporlama ihtiyaçlarına göre modelle-Rolap/Molap, ETL sürecinin kurgulanması ve ETL ürünü seçimi, neden ETL ürünü kullanılmalı, ETL adımlarının yönetimi, Enterprise Edition-Partitioning-OLAP gibi seçimler ve maliyetleri, 10.2 sürümü sonrasındaki siralama ve gruplama algoritamalarindaki iyilestirmeler, raporlama performansi icin Bitmap Index-Star Transformation ve Materialized View-Query Rewrite secenekleri ile ASM ve Compression gibi yardımcı Oracle seçenekleri, kaynaktaki değişimler paralelinde etki analizi ihtiyacı, modelleme ürünü ihtiyacı, Oracle veritabanı lisansı ile birlikte gelen OWB ETL ürününün geleceği, Oracle Parallel Query seçeneğinin Oracle Resource Manager ile yönetimi ve kaynakların paylaşımı, kullanıcıların performanslı rapor alabilmeleri için eğitimi, ETL süresinin kontrol altına alınabilmesi kolay yönetilebilmesi için kaynaktan değişimleri alabilmenin önemi, raporlanan verinin güvenilir içerikte olması, veri profilleri ile istisnalarının yönetimi ve metadata yönetimi konu başlıkları tartışıldı, ilgileniyor iseniz bilginiz için paylaşıyorum.
Not: henüz üye olmayıp üye olmak isteyenler için; http://tech.groups.yahoo.com/group/oracleturk/join
Saturday, February 28, 2009
Sunday, February 22, 2009
Thursday, February 19, 2009
BEN VARIM , OLUŞUYOR ; GELİŞİYORUM
Çocuk eğitiminde amaç her çocuğun bir birey olduğunu kabul ederek, bunu çocuğa, temelinde ilgi, sevgi , tutarlılık ve kararlılık olan iletilerle hissettirerek, kimliğinin gelişmesini sağlamaktır.
Çocuğun okula başlamasıyla, çocuk grup çağına girer ve toplumsal bilinci şekilllenmeye başlar. Arkadaşlarıyla ilişkileri çocuğa toplumsal yaşamda uyumlu birey olmayı öğretir. İçinde yaşadığı eğitim ortamında onun kişilik sahibi, farklı birey olarak, belirli hakları olduğunun kabul görmesi, çocuğun başkalarına saygılı davranmasını, hakkını korumasını, önder olmasını ve sorumluluk almasını sağlar.
O gün öğretmen , öğrencilerini oyun salonunda toplar. O dersin amacı çocukların grup kimlikleri üzerinde kendi kararlarını almaları ve bu kararları yaşarken kendi doğrularını bulmalarını sağlamaktı. Oyunun adı; “Devler , cüceler ve sihirbazlar” dı.
Öğretmen çocuklara oyunu anlatır. Çocuklar sevinçle yerlerinde duramazlar. Öğretmen çocuklara seslenir: “Şimdi karar vermeniz gerek. Siz nesiniz? Dev mi? Cüce mi? Sihirbaz mı?” çocuklar olmak istedikleri kimliklerin gruplarını oluştururken, kararını değiştirip başka gruba geçenler de oluyordu. O sırada yanına yaklaşan Ayşem kaygı dolu ince, titrek bir sesle öğretmenine “Deniz kızları ne tarafta duracaklar öğretmenim? “ diye sorar. “Deniz kızlarının grubu yok” der öğretmen. Ayşem kararlı bir ses tonuyla “ Yoo , var , ben deniz kızıyım “ der. Ayşem kendini sihirbazlara , devlere , cücelere yakın bulmuyordu. Kendi grubu olmadığı için oyundan çıkıp duvar dibinde kaybedenlerin yerinde durmak da istemiyordu. Kendi kimliği deniz kızıydı. Deniz kızlarının da bir grubu olduğuna ve bu grubun yerini öğretmeninin bilmesi gerektiğine inanıyordu. Anlatılan normlara uymayanlar kendilerine gösterilen kalıplarla şekillenmeyi reddedenlerder... Nerede duracaktı deniz kızları? Öğretmen Ayşem’in desteklenip yüreklendirilerek kendine güven duymasını sağlamasını gerektiğini düşünerek “Deniz kızları oyun salonunun parlak yıldızlarla süslü sahne perdesinin önünde duracaklar” der. Gruplar oluşup oyun başladığında Ayşem rolünü oynarken yüzü gülüyordu , çok mutluydu.
Desteklenen çocuk daha bağımsız girişimlerde bulunarak yeni şeyler üretme isteğinde olacaktır. Onun kişilik sahibi , farklı birey olarak tanındığını hissetmesi, belirli hakları olduğunun kabul edildiğini anlaması , onu mutlu ve kimlikli kılacaktır.
Çocuklarımızla iletişimimizde :
* Hoşgörülü olalım ki , sabırlı olmayı öğrensin.
* Destekleyip yüreklendirelim ki , kendine güvensin.
* Hakkına saygı gösterelim ki , adil olmayı öğrensin.
* Övelim ve beğenelim ki , takdir etmeyi öğrensin.
* Güvenerek sevgi ile dostça davranalım ki , umutlu , güzel insan olsun.
Türkan Yılmaz(Annem:)
Emekli Eğitimci
Çocuğun okula başlamasıyla, çocuk grup çağına girer ve toplumsal bilinci şekilllenmeye başlar. Arkadaşlarıyla ilişkileri çocuğa toplumsal yaşamda uyumlu birey olmayı öğretir. İçinde yaşadığı eğitim ortamında onun kişilik sahibi, farklı birey olarak, belirli hakları olduğunun kabul görmesi, çocuğun başkalarına saygılı davranmasını, hakkını korumasını, önder olmasını ve sorumluluk almasını sağlar.
O gün öğretmen , öğrencilerini oyun salonunda toplar. O dersin amacı çocukların grup kimlikleri üzerinde kendi kararlarını almaları ve bu kararları yaşarken kendi doğrularını bulmalarını sağlamaktı. Oyunun adı; “Devler , cüceler ve sihirbazlar” dı.
Öğretmen çocuklara oyunu anlatır. Çocuklar sevinçle yerlerinde duramazlar. Öğretmen çocuklara seslenir: “Şimdi karar vermeniz gerek. Siz nesiniz? Dev mi? Cüce mi? Sihirbaz mı?” çocuklar olmak istedikleri kimliklerin gruplarını oluştururken, kararını değiştirip başka gruba geçenler de oluyordu. O sırada yanına yaklaşan Ayşem kaygı dolu ince, titrek bir sesle öğretmenine “Deniz kızları ne tarafta duracaklar öğretmenim? “ diye sorar. “Deniz kızlarının grubu yok” der öğretmen. Ayşem kararlı bir ses tonuyla “ Yoo , var , ben deniz kızıyım “ der. Ayşem kendini sihirbazlara , devlere , cücelere yakın bulmuyordu. Kendi grubu olmadığı için oyundan çıkıp duvar dibinde kaybedenlerin yerinde durmak da istemiyordu. Kendi kimliği deniz kızıydı. Deniz kızlarının da bir grubu olduğuna ve bu grubun yerini öğretmeninin bilmesi gerektiğine inanıyordu. Anlatılan normlara uymayanlar kendilerine gösterilen kalıplarla şekillenmeyi reddedenlerder... Nerede duracaktı deniz kızları? Öğretmen Ayşem’in desteklenip yüreklendirilerek kendine güven duymasını sağlamasını gerektiğini düşünerek “Deniz kızları oyun salonunun parlak yıldızlarla süslü sahne perdesinin önünde duracaklar” der. Gruplar oluşup oyun başladığında Ayşem rolünü oynarken yüzü gülüyordu , çok mutluydu.
Desteklenen çocuk daha bağımsız girişimlerde bulunarak yeni şeyler üretme isteğinde olacaktır. Onun kişilik sahibi , farklı birey olarak tanındığını hissetmesi, belirli hakları olduğunun kabul edildiğini anlaması , onu mutlu ve kimlikli kılacaktır.
Çocuklarımızla iletişimimizde :
* Hoşgörülü olalım ki , sabırlı olmayı öğrensin.
* Destekleyip yüreklendirelim ki , kendine güvensin.
* Hakkına saygı gösterelim ki , adil olmayı öğrensin.
* Övelim ve beğenelim ki , takdir etmeyi öğrensin.
* Güvenerek sevgi ile dostça davranalım ki , umutlu , güzel insan olsun.
Türkan Yılmaz(Annem:)
Emekli Eğitimci
Wednesday, February 11, 2009
KAKTÜS
Bu dikenli bitkinin ne işe yaradığını bileniniz var mı?
Kaktüs radyasyonu emmekte, bu yüzden en büyük nükleer santral yakınlarında tonlarca kaktüs bulunmakta, ayrıca geçenlerde istanbulda bir banka şubesi tam 250 adet kaktüs siparısı verdı bilgisayarların yanına koymak için.
Herkes evinde hatta her odada mutlaka kaktüs bulundurmalı :)
Kaktüs radyasyonu emmekte, bu yüzden en büyük nükleer santral yakınlarında tonlarca kaktüs bulunmakta, ayrıca geçenlerde istanbulda bir banka şubesi tam 250 adet kaktüs siparısı verdı bilgisayarların yanına koymak için.
Herkes evinde hatta her odada mutlaka kaktüs bulundurmalı :)
Subscribe to:
Posts (Atom)